Recep Tayyip Erdoğan – Hastalıklı Durumlar

Leonidas Koumakis yaziyor

Makalenin Yunanca cevirisi

Makalenin Ingilizce cevirisi

24 Temmuz 2020’de dünya kamuoyu şaşkınlıkla, her fırsata kendisini “vefâkar bir Müslüman” olarak beyan eden, modern Türkiye’nin başkanını, ülkesinde hâlen faal 85.000’den fazla Camii’yi görmezlikten gelerek, dünyaca ünlü Hristiyan mabedi İlahi bilgelik Kilise’sinde, 1660 yıl öncesinde yaratılmış İsa ve Meryem Ana mozaiklerinin gölgesinde Namaz kıldığını gördü. Aynı zamanda, Hristiyan kilisesinin dışında bulunan levhaya “Camii” kelimesini eklediğinden dolayı Hıristiyan kilisesinin “fatihi” olduğunu sevinç içinde beyan etti!

Kuşkusuz bunlar, Doğu ve Asya’daki, tıpkı Türk devletinin şu anki başkanı olduğu gibi aynı düzeydeki yağmacı, kültürsüz, imansız – pervansız cihatçılara hitaben, hastalıklı durum teşkil ediyorlar. 

Bu kültür vandallığının uygulama tarihi aynı zamanda Lozan andlaşmasının imzası ve Kıbrıs işgalinin tarihine denk gelmekte. Tıpkı seksen yıl öncesinde Hitler ve Musolini’nin uygulamak istedikleri “güçlünün kaba kuvveti” pratiği gibi dir ki, bu pratik insanlığa kan ve sefalet getirdi. Neticesinde ikisi de tarihin kara kitabına yazılmakla kalmayıp menfur bir son buldular.

Gerçekten 21. YY insanı, bir Yunan, Yahudi, Arap, Asya veya Afrika devlet başkanının, TV panayırı, korku içinde figüranlar, yalın kılıçlar eşliğinde insanlığın kabullendiği kutsal bir yere, on yıllar öncesinde bir dünya kültür mirası olarak kabul edilen başka bir dinin mabedinin “fatihi” olark girebileceğini hayal edebiliyormuydu ?

Bunlar kesinlikle tüm bölgemizin barışı ve güvenliği için ölümcül bir tehdit oluşturan hastalıklı durumlardır.

Türkiye içi ve dışında, ülkeye yerleşen fanatik “cihatçıların demokrasisinden” kurtulmak isteyen, yüzbinlerce şaşkın ve korku içinde yaşayan tinsel, entelektüel, sanatçı okur-yazar Türk, terbiyesiz, tarih bilgisinden yoksun ve okuma yazma bilmeyen “halife”, “fatih”, “üstün güç” taklitçisi bir liderin Türkiye’yi kesinlikle ve artan bir hızla kayalara sürüklediğini dehşetle izliyorlar.

Türkiye’nin “kurnaz tarafsız” olduğu İkinci Dünya Savaşı sırasında, Türkiye savaş taraflarının birisi veya diğeri lehine savaşa girme vaadiyle pazarlıklarından kazandığı karşılıklar ve aynı zamanda jeopolitik değerini kat kat kullanarak, Batı ve Doğu’dan aldığı maksimum “karşılıklar” la kendisini güvence altına almayı başardı.

Bütün bunlar ta ki R.T. Erdoğan, hapis cezaları, zulüm, bireysel hakların boğulması, hapisteki gazetecilerin sayısı dünya rekoru kırması, adaletin kontrol altına alınması, basılı ve elektronik basın, ordu ve güvenlik güçlerinin kontrolü ile iktidarı elde etmesine kadar.

Tüm bunların ötesinde, yabancı topraklarda yeni Osmanlı devletinin dirilişi ve geniş “etki alanları” hakkındaki bildirimlerin tekrarı günceleniyor. Bu siyasetin bedeli Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşundan bu güne kadar diplomatik ilişkiker çerçevesinde bu derecede izole edildiğine raslanmadığı gerçeğidir. Muazzam dercede askerî harcamalar Türkiye ekonomisine kanama yaratıyor. Çiçeği burnunda gençler, kum üstüne kurulmuş yeni Osmanlı sarayları ve çeşitli “fetihler” uğruna feda ediliyor.

“Stratejik Derinlik” teorisyeni, Türkiye Başbakanlarından Ahmet Davutoğlu, (Kemalist * ve İslamcı **) pan-Türkistlerin *** hedeflerinin gerçekleşebilmesinin en etkili yolu Türkiye’nin tüm komşularıyla “sıfır sorun” yaşaması olduğunu ilan etmişti.

Fakat bu günkü R.T.Erdoğan’ın fantik cihatçı Türkiyesi, hemen hemen tüm komşularına yarattığı sorunların sayısı ile ayırt edilmektedir:

• R.T. Erdoğan Ermenistan’a “müdahale” ve Azerbaycan’a “destek” ilan ederek, böyle bir çatışmada “Ermenistan baş edemez” ifadesini kullandı (14/7/2020).

• Uluslar arası andlaşmalardan kaynaklanan “Kendini Savunma” hakkını kullanma bahanesiyle Suriye ve Irağı işgal ederken, Yunanistan Ege adalarını Anadolu kıyılarına yığılan harekete geçmeye hazır Türk ordusuna karşı güçlendirdiği zaman aynı hakkı Yunanistan için tanımıyor.

• 2017 yılında süresi dolan Al Saraj hükümetinin “meşruiyetini” bahane ederek Libya’a giriyor, ama dünya çapında yüzlerce ülke tarafından tanınan Avrupa Birliği’ne tam üye devleti olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımayı red ediyor 

• Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesine “araştırma” yürütme iddiasıyla girerek yabancı alanlarda bir oldu-bitti durumu yaratmaya çalışıyor. Fakat özünde sadece suda bir delik açmayı başarabişecek.

• Sürekli düzenlediği, kontrol ettiği ve yönettiği “Müslüman Kardeşler” hareketi ile Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Arap ülkelerini tehdit ediyor.

• Hamas’ı bir “araç” olarak kullanarak çevreyi ateşe veren beyanatlarla, İslam’ın üçüncü en kutsal El Aksa Camii’nin “kurtuluşunu” ilan ederek, İsrail’i tehdit ediyor.

• Yunanistan Münhasır Ekonomik Bölgesi’ni de içeren, “araştırma” gerekçeli NOTAM larla, savaş gemileri eşliğinde savaş uçakları, onlarca Yunan adası, Meriç bölgesi, Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan hava sahasını ihlal ediyor

• Hristiyan İlahi bilgelik Kilisesi Ayasofya’nın, Türkiye’nin bir iç meselesi olduğunu iddia ediyor, fakat onlarca başka ülkenin içişlerine kışkırtıcı bir şekilde müdahale etmeyi de ihmal etmiyor!

NETİCE OLARAK:

Profesör Taner Akcam’ın “Turkey’s test of civilization ” (13 Temmuz 2020,ahvalnews.com) adlı makalesinin sonunda yazdığı gibi, “Sonunda, medeniyet zafer kazanacak; ama buna karşı olanlar değil … 

Türkiye’de değil ama ABD’nin Clark Üniversitesi’nde eğitim veren Türk profesörü, yurttaşlarını Türkiye’nin yıkıcılığını ve vandalizmini simgeleyen Erdoğan-Bahçeli-Perinçek eksenine karşı medeniyet savaşı başlatma çağrısında bulundu.

Dünya Kültür Mirası ilan edilen Hristiyan mabedinde, Müslüman ayini temsili, yirmi birinci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden diriliş fantezileri, çeşitli bahanelerle yabancı ülkelere yönelik açık saldırılar, kesinlikle tehlikeli yanılsamalarda yaşayan okuma yazma bilmeyen, fanatik insanların hastalıklı durumlarıdır.

Görgüsüz tarih bilgisinden yolsun fanatik cihatçılar kutsal mabedin kapısındaki levhaları ne kadar değiştirirlerse değiştirsinler, İlahi bilgelik Kilisesi Ayasofya Hristiyanlığın ocağı idi, ocağıdır ve ilelebet ocağı kalacak.

Türkiye’de doğup büyüyen bir insan olarak, yarım yüzyıldır Türkiye’yi takip eden bir insan olarak, teredütsüz RT Erdoğan’ın fanatik cihatçı Türkiye’sinin süslenmiş, patırdı yaratan cam ayaklı bir dev olduğunu söyliyebilirim.

Kayalara doğru aldığı trajik seyir de tersinir görünmüyor.

 ___________________________________________

*** İslamcıların Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoλουlu’na açık mektup YunancaİngilizceTürkçe

** Kemalist liderine Kemal Kilinsdaroğlu’na açık mektup YunancaİngilizceTürkçe 

* Pantürkizm ve Türkiye’nin Helenizm e karşı uyguladığı siyaset, yazarın otobiypgrafisi olan “Mucize – Gerçek Bir Hikaye” 5. Yunan baskısı (2020) ve 3. İngilizce baskısı (2019) kitabında anlatılmıştır. Kitabı Uluslararası Helen Kütüphanesi’nden ücretsiz olarak temin edebilirsiniz. İnternette ücretsiz olarak ulaşabileceüiniz kitap, Yunanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçe güncellenmiş kaynakçalar içermektedir.

Türkçe’ye çeviri: Vasilis Kiratzopulos

Leave a ReplyCancel reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.