Sayın Mevlut Çavuşoğlu

Leonidas Kumakis yazıyor

Greek: Αξιότιμο Κύριο Τσαβούσογλου

ENGLISH : The Honorable Mr. Mevlut Cavusoglu

Sayın Çavuşoğlu, 

Makamınıza duyduğumuz saygıyla, müsadenizle sizlere yalnız orta derce kültüre sahip Yunanlı’dan gayri temel eğitimli Türk’ün, İngiliz’in, Rus’un, Amelika’lının yöneltebileceği bazı soruları arz etmek isterim.

Büyük İskender’in öğretmeni filozof Aristotelis’e: “Öğretmenim yasayı eğitiyorsun ama uygulamıyorsun” tümcesi hâlâ Yunanistan’ın günlük yaşamında canlı tutulur. 

Pratiğinizle beyanlarınız karşılaştırıldığında, aklımıza, arz ettiğimiz tümce geldiğinden, müsadenizle sorularımızı yöneltelim:

18 Şubat 2020’de twitterde yazdığınız mesajla Yunan Cumhurbaşkanını aşağıdaki cümlelerle yerdiniz:

“Demokrasi beşiği sayılan bir ülkenin Cumhurbaşkanı Müslüman Türk azınlığını, Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin sayısız kararlarına rağmen Yunan Müslüman azınlığı olarak adlandırmıştır. Siz ne derseniz deyin, Batı Trakya Türk azınlığı yüzyıllardır Türktü ve Türk kalacaktır”.  

Yaklaşık aynı zamanda AK parti sözcüsü Ömer Çelik, Trakya’daki Müslümanları Yunan olarak adlandıran Yunanistan’ı “ırkçılık”la suçladı.

Bunların öncesinde 15 Şubat 2020’de “sizin adamınız” Rodop’un İasmos Kazasının Belediye Başkanı Önder Mümin, Bursa’da sebepsiz ve kasten kin dolu konuşmasında “büyük zafer”, “ölümün verdiği ebediyet”ten ve  propaganda unsuru olan saçma sapan sözler sarf etti.

Her kültürlü insanın aklına gelen soruları sıralarsak:

Lozan Antlaşması müzakereleri sırasında Yunanistan Trakyasında kalanların “Türk” değil “Müslüman” olarak adlandırılmalarında sabit bir şekilde ısrar eden siz değil miydiniz?

Türkiye’de yaşayan Kürtlerden korktuğunuz için etnik değil de dinîkarakter talep eden siz değil miydiniz?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Kürtlerle ilgili onlarca kararlarını (örneğin Selahattin Demirtaş A.İ.H.M. kararına rağmen hâlâ hapiste yatmasi) ya da işgal altındaki Kıbrıs Cumhuriyetinde bulunduğunuz faaliyetlerden dolayı çok sayıda Kıbrıs vatandaşlarının lehine alınan kararları hiçe sayan siz değil misiniz?

Hatta kendi mahkemelerinizin kararlarını beğenmeyip hiçe sayan siz değil misiniz? Örneğin, Osman Kavala’yı 842 gün sebepsiz hapiste tutulması gibi.

Sizin bile saygı göstermediğiniz ve uygulamadığınız kararları bizim uygulamamızı nasıl talep ediyorsunuz?

“Kendini Kürt diynlerin suratlarına tükürülmelerini”” talep eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarından Cemal Gürsel (1899-1966) değil miydi?

Daha geçen yıl seçimleri kazanmış onlarca Kürt asıllı Belediye Başkanlarının seçimini çeşitli bahaneler öne sürerek iptal eden sizin hükümetiniz değil miydi?

Eğer bir Kürt Belediye Başkanı Yunanistan’a gelip İasmos Belediye Başkanının yaptığı şekilde kışkırtıcı bir konuşma yapsaydı acaba Türkiye’ye geri dönmeye cesaret edebilecekmiydi?

Eğer geri dönseydi, terörist ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden biri olarak hemen tutuklamaz mıydınız?

Yunanistan`in Müslüman ve Hıristyan vatandaşlari arasında  yıllardır  süregelen mükemmel ilişkileri düzenli şekilde dinamitleyen“adamalarınızı” neden araya sokuyorsununuz? 

Yunanistan’ı suçlamadan önce onbinlerce İstanbul`lu, İmroz ile Bozcaada`lı Rumlara saklı tutuğunuz uygulamaları hatırlamanız daha doğru olmaz mıydı?

Almanların 1941’de Yunanistan’a girmesiyle birlikte gayrimüslimleri seferberlik bahanesiyle toplayarak imha etmeye çalışan siz değil miydiniz?

İkinci Dünya Savaşındaki tarafsız tutumunuzun verdiği güvenceyle 1942’de Türkiye’de yaşayan Rum, Ermeni ve Musevi vatandaşlarının malvarlığını rantlayan ve zengin Hıristyan ve Musevilere yok eden Varlık Vergisini uygulayan siz değil misiniz?

O zamanın hükümeti, iktidar partisinin kolluk güçlerinin mükemmel eşgüdümüyle 1955’te yapılan, sizin atalarınız bölgeye gelmeden on yüzyıl önce ataları o topraklarda yaşayan İstanbul`lu Rumları katl edici pogromu siz düzenlemediniz mi?

Çarçabuk alınan kararlarla onbinlerce İstanbul`lu Rumu 1964 yılındainsanlık dışı düzenlemelerle sınır dışı eden siz değil misiniz?

1964’te İmroz adasına ağır cezalı mahkümleri açık hapishaneye yollayan ve bu şekilde adaların %92 nüfusunu teşkil eden Rumları  yerlerinden kovan İmroz ve Bozcaada’larıyla ilgili “Eritme Programı”nı düzenleyen siz değil misiniz? 

Acaba bugün İmroz ve Bozcaada’da yaşayan Rum nüfusunun ne kadar olduğunu hiç soruşturdunuz mu? Yalniz %1!

1971’ten itibaren on yedi yüzyıldan beri Konstantin’in kentinde kök sarmış bir toplumun dini bir teşekkül olan Heybeliada Ruhban Okulunun sesini sebepsiz susturmak amacıyla kapatan siz değil misiniz?

Sorarım size, geçmişten günlerimize kadar uygulanan bu yaptırımlar son derece aşırı ve tiksindirici bir ırkçılık değilse, nedir? 

Siz Türkiye’nin içinde ve dışında milyonlarca insana karşı son derece aşırı ve tiksindirici ırkçılıkla davranmanıza rağmen Yunanlıların, Müslüman Yunanlı vatandaşlara karşı ırkçılıkla davrandıklarını nasıl iddia edebilirisiniz

Türkiye’nin içinde yaptıklarınızı haklı çıkarmak için alışık olduğumuz “ulusal güvenlik” ve “terör” iddialarına sığınmaya kalkışmayın, çünkü Yunanistan ve diğer ülkelerin içinde yapmaya çalıştıklarınız özellikle “ulusal güvenlik” ve “terör” konularıyla ilişkilidir.

Siz “ulusal güvenlik” ile ilgili konuları sizin dilediğiniz gibi uygulamayı mantıklı sayarken, diğer ülkeler tamamen aynı konuları kendileri düşündükleri gibi düzenlemeye başladıklarında hakkınız yokken açıkça müdahale ediyorsunuz.

On milyonluk Yunanistan’ın, seksen milyonluk Türkiye’nin yıllardır düzenli şekilde yolladığı yüz binlerce Müslümanı karşılarken yüklendiği dayanılmaz ağırlığa saygı göstermesi gerekmez mi?

Lozan Antlaşmasının imzalanmasından yüzyıl sonra Yunanistan’da yaşayan her Pomak, Roman, Müslümani “Türk” adlandırmak sizce doğru ve mantıklı mı?

Aynı mantıkla sahil koruma eşliğinde her gün bize yolladığınız binlerce Afganlı, İranlı, Somalyalı, Mısırlı, Cezayirli, Iraklıyı, Süriyeli ve sayısız Müslümanın da “Türk” adlandırılmasını da mı isteyeceksiniz?

Kıbrıs Cumhuriyetinin işgali sırasında kullanmış olduğunuz “Yardıma ihtiyacı olan kardeşlerimiz” bahanesinin başka dönemlere ait ve geçiştirilmiş olduğunun farkında değil misiniz?

Neden sizin savunulmaya ihtiyacı olmayan , örneğin Kıbrıslı Müslümanlar, “kardeşlerinizi savunmanız gerekiyor”, ama diğerleri sizin tarafınızdan yok edilen kardeşlerini duyarsız seyretmesi gerekiyor? 

Türkiye de doğmuş, doğduğu yerden nedensiz olarak on beş yaşında kovulmuş ve o tarihten itibaren Yunanistan’da* yaşamış bir insan olarak, Yunan ve Türk halklarının barış içinde yan yana yaşamalarını engelleyecek hiçbir nedenin olmadığına inanıyorum.

Ama ne yazık ki 21’inci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunu diriltmek isteyen eskimiş ideoloji sahibi politikacıların bilerek iki halkı böldüğüne, onları kimsenin istemediği serüvenlere bilerek sürüklediğine inanıyorum. Osmanlı İmparatorluğunu yeniden kurma gibi gerçek dışı rüyalara karşı çıkan politikacılar ise düzenli şekilde hapsedilmektedir

Umarım yanlış anlayan benim, benim algıladıklarım umarım gerçek değildir.

Her halukârda bütün sorularımın yanıtsız kalacağına eminim zira bu sorular iktidarı eline geçiren tüm politikacıların zorunlu olarak ilham kaynağı olan ideolojilerin bel kemiğini oluşturmaktadır.

Ama bu sorular yanıtsız kalsalar bile, zamanın eskitemeyeceğinden ve acımasızca akılları kemireceğinden emin olabilirsiniz.

__________________________________

Türkiye’nin Rumlara karşı uyguladığı politika otobiyografik “Mucize – Gerçek bir Öykü” adlı kitapta tarif edilmektedir. Kitabın 5. Baskısı (2020) tamamen ücretsiz Yunanca ya da İngilizce (3. Baskı, 2019) aşağıdaki adresten temin edilebilir:   https://professors-phds.com/the-miracle-a-true-story/  

INTERNATIONAL HELLENIC ASSOCIATION

7 thoughts on “Sayın Mevlut Çavuşoğlu

  1. […] * Παντουρκισμός και τουρκική πολιτική απέναντι στον ελληνισμό περιγράφονται στο διαχρονικό, αυτοβιογραφικό βιβλίο «Το Θαύμα – Μια πραγματική ιστορία» που είναι διαθέσιμο εντελώς δωρεάν τόσο στην 5η Ελληνική έκδοση (2020) όσο και στην 3η Αγγλική έκδοση (2019) από την Βιβλιοθήκη του International Hellenic Association. Η δωρεάν ηλεκτρονική έκδοση του 2020 περιλαμβάνει επικαιροποιημένη βιβλιογραφία εκατοντάδων πηγών σε Ελληνικά, Αγγλικά, Γαλλικά και Τουρκικά βιβλία. ** Ανοικτή Επιστολή στον Αξιότιμο Κύριο Μεβλούτ Τσαβούσογλου στα Ελληνικά, Αγγλικά και Τουρκικά. […]

Leave a ReplyCancel reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.